Kurumsal / Basım-Yayım / Sertarîkzâde Mehmed Emin Efendî

Sertarîkzâde Mehmed Emin Efendî

Sertarîkzâde Mehmed Emin Efendî

Fethin kokusunun geldiği İstanbul kapısı...

Velilerin diyâr-ı İslambol'da sırlandıkları bir mekân, Hazret-i Eyüp Sultan... İstanbul'da velilerin inziva hallerini yaşayabildiği en iyi yerlerden birisi Ebâ Eyyûb Hazretlerinin kabri şerifleri ile şereflenmiş, "Eyüp" ismi ile şöhret bulmuş bu beldedir. Çünkü bilinir ki Medineli bir ensâr olan Eyyûb Sultan Hazretleri şehr-i İslambol'da Hicret'in sırlarını remzeder. Yukarıdaki halle çerçevelenen "inziva" kavramının içinde Allah'ın cemal sıfatını müşahede etmek maksadıyla bir seyir güzelliği sırrının da yattığını söylemek gerekir. Zira özellikle İstanbul'da veliler inziva için seçtikleri mekânlarda şehrin seyrini de nazar-ı dikkatlerinden eksik etmemişlerdir. Bir başka ifadeyle İstanbul'daki inziva mekânları aslında bu şehrin en kaliteli mekânlarıdır. İşte bu nezih mekânlardan birisi olan ve Hazret-i Hâlid bin Zeyd'in şereflendirdiği Eyüp beldesi hem zâhirî hem bâtınî unsurlarıyla velilerin öncelikle tercih ettiği mekânlardan birisi olmuştur. 18 yüzyıl tasavvuf hayatı içinde oldukça önemli bir yere sahip olan ve Sertarîkzade nâmıyla anılan Nişanca Mahallesindeki ihtişamlı tekke de kendi yüzyılında ve sonrasında mimari, tarihi, kültürel ve estetik konularından adından sıkça söz ettiren bir yapıdır. Son yüzyılın önemli merkezlerinden birisi olan bu yapı sadece Eyüp Sultan beldesi için değil, özellikle başta tarihi yarımada olmak üzere İstanbul başkenti için son derece önemli anekdotları içinde barındırır.

Son dönemde tarihi yapılar içinde talihsiz bir evre geçirmiş bu bina, yaşattığı tasavvufi kültürün argümanlarını kaybetmiş olmanın getirdiği boşlukla bir dönem büyük bir yok oluşla karşı karşıya kal- mıştır. Özellikle mimari açıdan son derece önemli bir konumda olan tekke binası tasavvufi kültürün yaşamını içinde sırlamış fakat bununla birlikte yapısal özelliklerini de kaybetmeye başlamıştır. 80'li yıllara gelindiğinde birkaç "şahsi teşebbüs" haricinde hiçbir kuruluş tarafın- dan korunamamış bu yapı bütünü, sonunda zamana yenik düşmüş ve türbe kısmı başta olmak üzere tüm harem dairesini ve müştemilatını kaybetme noktasına gelmiştir.

Yine bir şahsi teşebbüs ile türbe kısmındaki yok oluş karşısında gösterilen hassasiyet neticesinde, türbe yok olmaktan kurtulması adına bir hüsn-i niyet ile beton sandukalarla tekrar inşa edilmiştir. Dış etkenlere maruz kalmış bu büyüklerin sandukaları sözü geçen çalışma ile yaşamını iz halinde sürdürebilmiştir.

Eyüp Belediyesi'nin 2008 yılında başlattığı restorasyon projesi ile neredeyse tümüyle yok olmuş bu yapı, yeniden hayatla buluş- muştur. Tüm müştemilatı yeniden elden geçirilen yapı EYÜP BELEDİYESİ'nin bir kültür hizmeti olarak tamamen baştan inşa edilmiştir.

Bugün EYÜP BELEDİYESİ Sertarîkzade KÜLTÜR MERKEZİ adıyla hizmete geçmiş bu binalar bütünü, başta geleneğimizin koru- yucuları olarak gördüğümüz türbe kısmı olmak üzere Osmanlı tasav- vuf kültürünün son derece önemli özelliklerini tekrar gün yüzüne çıkarmıştır.

XVIII. yüzyıl İstanbul›unda şehrin üç büyük nişangâhından biri olan Eyüp Nişanca tepesinden, Sultan Fatih›in fetihte otağını kurdu- ğu mahâl olan «Otakçılar» mevkiine inen yokuş üzerinde, Davut Ağa ismiyle marûf camii yanında kurulmuş olan Sertarîkzade Tekkesi, İstanbul›un inançtan sosyal yaşama, sanattan irfana kadar pek çok hususta literatüre geçmiş son derece önemli bir tarihi mekânıdır.

Bahsi geçen bu tekkenin ihya ve inşa menakıbı da en az tarihçe- si kadar mühimdir. Vakit, Gazi lakabı ile şöhret bulmuş Sultan I. Mahmud vaktidir... Sultan III. Murad'ın Bâbüssaâde ağalarından Davut Ağa'nın vakfı olan Eyüp Nişanca yokuşunda inşa edilmiş Davut Ağa Camii bu mahâlin bilinen kıdemli mescidlerinden birisi- dir. Adı geçen camiye bitişik halde bulunan Sertarîkzade Mehmed Emin Hazretlerinin hanımı Hamide Ayşe Bacı'nın mülkü olan bu arazi, kendisinin vefatı ile birlikte bir tekke inşası için vakfedilmiş- tir. İnşa edilen tekkenin meydan kısmı içerisindeki türbe bölümüne defnedilmiş Hamide Bacı aynı zamanda bu türbenin misafiri konu- mundadır.

Sertarîkzade Mehmed Emin Efendi'nin meşihatı ile beldede hiz- mete başlamış, merasimlerini Pazar Günü yapması adet olduğu için "Pazar Tekke" ismi ile şöhret bulmuş Sertarîkzade Dergâhı tekkelerin kapatılması olan 30 Ağustos 1925 tarihine kadar İstanbul tasavvuf hayatında son derece önemli bir vazifeyi ifa etmiştir.

Son yüzyılda üzerinde herhangi bir faaliyet gerçekleştirilmediği için atıl vaziyette kalmış bulunan tekke binası, 40'lı yıllara doğru başta sivil yaşam alanı olan harem dairesi olmak üzere neredeyse tamamen yok olmaya başlamıştır. Özellikle türbe çatısı 70'li yıllarda gerçekleştirilen bireysel gayretlerle ayakta tutulmaya çalışılmış fakat başarılı olunamamıştır. Çatısı yıkılan meydan binası içerisinde bulunan türbe bölümündeki ahşap sandukalar tamamen çürümüş ve yok olmuştur. Yine bu konudatasavvufa gönül vermiş birkaç hassas kişi sayesinde sandukalar dış etkenlere maruz kalacağı için betondan tekrar yaptırılmış ve buradaki bu mirasın yok olması engellenmiştir.

Tekke müştemilatı ve arazisi, etrafında gerçekleştirilmiş gece- kondular ve kaçak yapılar ile yok olmak üzereyken Eyüp Belediyesi konuya el atmış ve tamamına yakını yok olmuş bu arazide yapının yeniden hayata kavuşturulması için gerekli çalışmaları başlatmıştır. Eski eserleri yeniden gün ışığına çıkarma programı kapsamında ele alınan yapıya, ilk olarak, 9591 Sayılı Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu kararı ile tescil alınmıştır. Bu kararın ardın- dan tekke, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Eyüp Belediyesi›ne tahsis edildi. Daha sonra gerçekleştirilen restorasyon ve restütisyon projeleri ile yapının en doğru şekilde nasıl yapılabileceği akademik olarak incelendi ardından inşaatı hızla başlatıldı. 2008 yılında başla- yan bu çalışmalar 2010 yılında sona erdi ve aslına uygun olarak inşa edilen bina artık yeni çehresi ile İstanbul kültür hayatı ile buluştu- ruldu. 5 Haziran Cumartesi günü gerçekleştirilen geniş katılımlı bir açılış töreniyle Sertarîkzade Kültür ve Sanat Merkezi olarak hizmete girdi.

Yeni dönemde İstanbul tasavvuf ve kültür tarihi içinde son derece müstesna bir yere sahip Sertarîkzade Tekkesi, sadece bina vazifesi ile değil içeriğindeki soysal ve kültürel çalışmalarla vizyonunu devam ettirmektedir.

Umut edilir ki bu kutlu beldeye dair kültürel projeler için Sertarîkzade Tekkesi "yeni" adıyla Sertarîkzade Kültür Merkezi bir köşetaşı vazifesi görür.

Sertarîkzâde Mehmed Emin Efendi - İndir